Monday 12 October 2009

Vicdan azabi ile yola devam ...

Uzun suredir bloguma ne yazacagimi dusunuyorum.Kizimla gecirdigim zaman azalmaya baslayinca,beraber gecirdigimiz zamanlar daha da deger kazandi.Ancak uzun suredir hep evde vaktimi geciriyor olmam,ders calismayi,arastirmayi,yeniden kendim ile ilgili seyler ile ugrasmayi ne kadar ozledigimi fark etmemi sagladi.Tekrar kendim oldum.Buna da ihtiyacim vardi.Yani Sila`nin annesi sapkami cikarip,gunde birkac saatligine de olsa `kendi` sapkami takmam iyi bir duyguymus. Vicdan azabimi cekmeliyim boyle dusundugum icin,yoksa dar agacinda sallandirilmali miyim?Yoksa,kimsenin bana birsey soylemesini beklemeden;
-Artik sira sana gelmisti,biraz da yatirimini (vakit olsun,kaynak olsun,maddi olsun)kendine yapmalisin mi demeliyim.

Dikkat ettiniz mi,son iki yazimda da benzer seylerden bahsediyorum.Bir anne olarak,hayata kaldigin yerden devam etmek `herkes` tarafindan vicdan muhasebesine dokuluyor.Oysaki bir babadan zaten cocugunu birakip,ise gitmesi bekleniyor.Bir baba degilim,onlarin nasil bir dusunce dongusunden gectigini de bilmiyorum her sabah islerine giderken,ama ben neden cantama kitaplarim yanina `vicdan azabini`da koyup hergun evden cikiyorum bilmiyorum.

Dun yasadigim bir olay da boyle hissetmemi korukledi dogrusu.Pazar gunleri,ne temizlik yaparim,ne yemek (sansliyim esim yapiyor:)) ne de ders calisiyorum.Tamamen dinlenmeye ve aileme ayiririm bu zamani.Benim icin eglenmek de Pazar gunleri ancak mumkun.Izlemekten buyuk keyif aldigim bir televizyon programini hem izliyordum hem de kizimla ilgileniyordum.Bu bahsettigim program sadece Pazar gunleri yayinlaniyor.Esim bile nereye gideceksek,benim programima gore ayarlar eve donmeyi.Buraya kadar hersey iyi hos.Sanirim hem ben evde annemin de olmasini firsat bilerek ve kizimda ayni seyleri dusunuyor olmasindan olsa gerek,programi izlerken kizim surekli daha fazla ilgi istedi benden.Onun evde ucuncu birinin varligindan cesaret alarak bana naz,kapris yaptigini biliyorum.Bilirsiniz iste,cocuklar baskalarinin onunde baska bir huylu olurlar...Bende annem nasil olsa burada,ikimizde Sila`yi oyalariz diye iyice rahatlamistim sanirim...

Kizim artik simariklik yapmaya baslayinca onu uyardim ama annem de arka planda kizima sunu soyledi:

-Soylesene annecegim,senin televizyonunda benim,programinda...

Ben simdi bu lafin hala tesirindeyim.Annemin yaninda olmasinin sagladigi guven duygusunu anlatamam ve ne kadar minettar oldugumuzu ancak hmmm demek ki annem bile geldiginden beri benim hic nefes almadan taktigim sapkalarin bana getirdigi sorumluluklari,bazen ayni anda birkac sapka takmak zorunda kaldigimi ve bunun beni ne kadar yordugunu anlamamis.Peki neden?

Cunku kendi de anneligi,sadece cocugun icin yasamak olarak gormus...Senin sana ait bir hayatin olamaz...Peki ben nasil hissettim o lafin uzerine?
Vicdan azabi...Cunku ben anneyim...Babasi veya genel anlamda tum babalar mac izleyebilir.Adam butun hafta calisiyor...Ama anneler!!!Bak aklimdan bile gecirince vicdan azabi cekiyorum.Nasil benim hosuma giden ve beni tekrar sarj edecek bir kacamagim olabilir ki?Dogurmasaydim o halde cocugumu,degil mi?Anne isem, eglence neyime...

Benim de anlamadigim;cocuklarimizi biz kadinlar yetistiriyorken,neden kendimizi her anlamda gelistirmek ve bunun icine eglenceyi de katmak suc olsun ki?Hala kimsenin anlamadigi bir detay,kadinlarin akilli,caliskan,verimli,hayat dolu olmasi hatta ve hatta hayatin ta kendisi olmasi cocuklarimizi ancak iyi yapar.Kimseye bir zararimiz yok merak etmesinler diye soyluyorum...

4 comments:

  1. bende anliyorum seni, ise baslama günü gelip cattiginda bende vicdan azabi cekmistim ama benim kücüklügümde boynumdaki ipe takilmis anahtarla gectigi icin bu duygu karmasasini cabuk atlattim. en azindan günde 5 saatte olsa birsey üretebilmenin, anne sapkasini cikarabilmenin lüksü cok baskaymis onu anladim. sevgiler...

    ReplyDelete
  2. Özgür Abla,
    Artık bişeyler yazıcak fırsatın olmadığını düşündüğümden buraya bakmıyordum. Birkaç yeni yazı koymana çok sevindim :) Bizim gibi çalışmaya alışan insanlar için herne şart olursa olsun bişey yapıyor olmak sosyal hayatın içinde yaşamak çok önemli. Şuan çocuk için daha vaktimizde varken bile o zaman çalışmadan durabileceğimi sanmıyorum. Özellikle malum kriz zede olduğum dönem aklıma geliyor. Aslına bakarsan insan çalışınca daha az vakti kalınca daha üretken oluyor. Gerçi çocuk olupta zaman iyice azaldığında heralde dahada yaratıcı oluyordur:) Zaten Sıla'ya çok vakit ayırmaktan ziyade kaliteli zaman ayırman daha önemli ... Birde sen mutlu olursan etrafındaki herkeste mutlu olucak bizim kanımızda çalışmak bişeyler yapmak var. İşte ozaman mutlu oluyoruz.
    Öpüyorum Burcu (teyze) (Sıla'nın deyişine bayılıyorum.)

    ReplyDelete
  3. Okuduğum kitaplardan,makalelerden ve gözlemlerimden çıkardığım sonuç şu ki; annesinin kendisini ona adadığı çocuk genelde doyumsuz ve talepkar oluyor bir de yıllar sonra muhakkak hakkınızda beğenmedikleri ve eleştirdikleri yönler çıkıyor.

    Kendi hayatı olan ve kendisini bedeni ve ruhu ile sadece çocuğuna adamayan annelerde ise çocuklarının kendine daha güvenli ve ayakları üzerinde daha rahat duran çocuklar olduğu gözlemleniyor.

    Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz.
    Anne yada baba olmanın kendini tamamen çocuğa adamak olduğuna inanmayanlardanım,24/7 gibi bir ilgi alaka olamaz çcouğa karşı ve bence o da ne zaman kendi özel zamanı ne zaman anne babanın özel zamanı öğrenmeli aksi biraz şımarıklığa biraz bencilliğe giriyor.

    Ayrıca evlilikler içinde bu adama durumu çok tehlikeli.
    7/24 çocuğa kendini adamak bir marifet sayılmamalı,neyi ne kalitede çocuğa ulaştırdığınız daha önemli diye düşünüyorum.

    Duyduğun vicdan azabı sadece toplumsal bir baskı,o kadar.

    İşe de gitsen,kendine özel zamanında eşinle başbaşa da kalsan,en sevdiğin tv programını da izlesen, babasına bırakıp yalnız dışarı da çıksan iyi bir anne olunabileceğine eminim.

    Senin de olduğuna eminim.

    Kendine dikkat et,sevgiler...


    bunlar benim nacizane düşüncelerim.

    ReplyDelete